26 Kasım 2009
Kopenhag İklim Zirvesi’ne 11 gün kaldı.
Obama, dün Beyaz Saray’dan yapılan somut karbon salımında azaltım hedeflerini doğruladı ve aşamalı bir indirime gideceklerini açıkladı. Buna göre, 2020’ye kadar %17 oranında azaltım, ilk adım olacak. Ardından 2025’te %30, 2030’da %42 ve 2050’de %83 oranında azaltıma gidilecek. Tabii yine de, özellikle ilk basamaklar düşünüldüğünde, Amerika’nın sorumluluğunun gerektirdiği azaltımın çok altında bir karar verildiğini söylemek mümkün. Bu arada Obama, Kopenhag’a bizzat katılacağının kesin olduğunun da altını çizdi. Şu ana kadar 60 dünya lideri zirveye bizzat katılacağını açıkladı. Darısı Başbakan Erdoğan’a diyelim, kendisini Kopenhag’da bekliyor olacağız.
Greenpeace Endonezya'da, dün, yani Kopenhag’a 12 gün kala yine ormansızlaştırmaya karşı eylem yaptı. Eylemciler, Endonezya'nın yağmurormanlarının tam ortasında Sinar Mas adlı şirketin sahip olduğu APP tarafından çalıştırılan dev bir kereste alanını bloke etti. Sinar Mas, küresel iklim değişikliğine çok büyük bir katkıda bulunuyor, çünkü küresel boyutta ormansızlaştırmaların çoğunda yer alan bir şirket. 12 aktivist, alandaki vinçlerin keresteleri ihracat için hazırlamasına izin vermeden vinçlere tırmandı ve pankartlar açtı. Pankartlarda “Orman Yıkımı: Bunu durdurabilirsiniz.” yazıyordu. Amaç, her zamanki gibi Endonezya Başkanı Yudhoyono'yu iklim kaosunu önleyecek liderlerin arasına girmeye ikna etmek. Ve bir de Kopenhag’da adil, yüksek hedefli ve hukuken bağlayıcı bir iklim anlaşması oluşturulurken, Başkan'ın, anlaşmaya küresel orman koruma fonunu da eklemesi.
APP ürünlerini, Çin, ABD, Avrupa ve Avustralya'da satıyor. Kağıt sektöründe APRIL'le birinciliği paylaşıyor. APRIL de zaten Greenpeace eylemleri ile daha önce suçları açığa çıkartılmıştı. APP, ayrıca Vogue, Kentucky Fried Chicken ve Marc Jacobs gibi birçok uluslararası şirkete de kağıt sağlıyor. Yani birçok uluslararası şirket, yağmurormanlarından elde edilen kağıtları kullanmaya devam ediyor. APRIL, APP ile birlikte tehlike altındaki Endonezya Kampar Yarımadası'nın sonunu getiriyor. Yarımadadaki ağaçlarda tam 2 milyar ton karbon tutuluyor. Bu da Yarımada'yı gezegenin en büyük doğal karbon saklama alanı ve iklim değişikliğine karşı kilit bir bölge olduğunu gösteriyor.
Tabii bu noktada karşımıza başka bir sorun çıkıyor. Kampar gibi birçok ormanlık alan ve özellikle okyanuslar, karbondiyoksiti tutup atmosferin yükünü azaltan alanlar olmaktan yorulmuşa benziyorlar. Nature Geoscience dergisine göre, artık bu doğal saklama alanları eskisi kadar çok karbon emmiyor. Araştırma, 50 yıl içinde atmosferde kalan karbon oranının %40'tan %45'e çıktığını gösteriyor. Yani emebildikleri kadar emmiş bu alanlar, artık bizim salmamamız gerekiyor.Bir diğer araştırmaya göre ise, özellikle 2000-2007 arasında okyanuslar %10 daha az karbon tutmaya başlamış. Buna bağlı olarak okyanuslardaki asit miktarının bu dönemde arttığı da belirlendi. Bir yandan da okyanuslar asitlendikçe, karbon tutma yetenekleri de yok oluyor.
Kirlenen, yalnızca okyanuslar da değil. Washington Üniversitesi'nin araştırmasına göre, dünya çapında içme sularında da çok ciddi kirlenme söz konusu. Örneğin Amerika'da Şükran Günü ve devamında içme suyunda kekik, tüm kış boyunca zencefil, haftasonlarında çikolata ve vanilya, 4 Temmuz'da dondurma külahı kırıntılarının içme sularında bol miktarda bulunduğu belirlendi. Dünyanın farklı yerlerinden topladıkları örneklerde ise, şeker ve baharattan eroine, roket yakıtından doğum kontrol hapı içeriğine kadar birçok maddeye rastladılar. Bunun insanlar ve vahşi hayat üstündeki etkilerini düşünmek oldukça korkutucu. Araştırmanın başkanı Keil, tüm sularda en çok rastlanan gıda ürününün vanilin olduğunu belirledi.
28 Kasım Cumartesi günü tüm dünyada “Satın Almama Günü”. Tüketim çılgınlığını protesto etmek için Kanadalı bir sanatçı olan Ted Dave tarafından yaratılan gün, Amerika’daki Şükran Günü’nün ertesine denk geliyor. Özellikle bu yıl, bu gün daha da büyük bir anlam taşıyor ve aktivistler de zaten bu yıl “oruç” benzeri bir gün planlıyorlar. Kopenhag’dan önce, en azından bir günlüğüne yalnızca alışveriş zevkimizden değil, beş gezegenin ancak kaldıracağı düzeydeki günlük tüketimimize de ara vereceğiz. Cep telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı tüm gün kapalı tutacağız, yani elektrik de tüketmeyeceğiz. Bu aslında küçücük bir adım, ancak çoğunluğun katılması halinde gerçek bir başarı anlamına geliyor. Üstelik aslında düşünüldüğü kadar kolay olmadığını görünce, bireysel bir başarı anlamına da geliyor. Çünkü, ev alışverişini yapıp kredi kartını kullanmak, bir taksiye binip para vermek, elektrikleri açıp tüm gece televizyon başında oturmak, günlük hayatımızın normal gidişatı. Bugün, kendimize ayırmak ve tüm bunları bir kez daha gözden geçirmek için de iyi bir gün olabilir.
Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 11 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!
Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü